İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir. Taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede iş mahkemesi yerine özel hakeme de götürülebilir. Arabulucuya başvurmaksızın doğrudan dava açılması sebebiyle davanın usulden reddi hâlinde ret kararı taraflara resen tebliğ edilir. Kesinleşen ret kararının da resen tebliğinden itibaren iki hafta içinde arabulucuya başvurulabilir. Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Dava ivedilikle sonuçlandırılır. Peki bu davanın açılması için hangi şartların sağlanması gerekmektedir?

1-İş Kanunu’na tabi olmak
2-İşyerinde otuz veya daha fazla işçi çalıştırılması
(İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir.)
3-İşçinin en az altı aylık kıdeminin bulunması
(Yer altı işçileri ise 6 aylık kıdeme sahip olmasalar da işe iade şartlarından faydalanır.)
4-İş sözleşmesinin belirsiz süreli olması
5-İş sözleşmenin işveren tarafından geçerli bir neden olmaksızın feshedilmesi
6-İşveren vekili ve yardımcısı olmamak

Yukarıda belirtilen şartların sağlanması halinde öncelikle zorunlu arabulucuya başvurup, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde “işe iade davası” açılabilir. Söz konusu dava neticesinde işe iade kararı verilmesi durumunda, kararın kesinleşmesinden itibaren işçi, 10 iş günü içerisinde işverene başvurarak işe iadesini talep etmelidir. İşveren bu tarihten itibaren 1 ay içerisinde işçiyi , tekrardan işe başlatmalıdır. Fakat bu durumda işverenin iki seçimlik hakkı vardır.

1-İşveren işçiyi işe başlatabilir: Bu durumda işçiye boşta geçen süreye yönelik en fazla 4 aylık ücret tutarında tazminatı ve diğer hakları ödenmek zorundadır.

2-İşveren işçiyi işe başlatmayabilir: Bu durumda işçiye, boşta geçen süreye yönelik en fazla 4 aylık ücret tutarındaki tazminatı, diğer hakları ve en az 4 en çok 8 aylık ücret tutarında iş güvencesi tazminatını ödenmek zorundadır.

İŞE İADE DAVALARINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME NERESİDİR?

İş güvencesi kapsamında bulunan bir işçinin iş sözleşmesinin haksız bir şekilde feshedilmesi halinde yaşanan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. İş sözleşmesi haksız bir şekilde feshedilen işçi içini dava şartı olan arabuluculuk faaliyeti sonrası iş mahkemelerinde dava açmak gerekmektedir. Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır.

İş güvencesi kapsamında bulunan işçi için işe iadesine ilişkin olarak iş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme ise davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir.

İŞE İADE DAVASINA İLİŞKİN EMSAL KARARLAR

1-Yargıtay 9. Hukuk Dairesi`nin 05.07.2013 tarihli ve 2013/5262 E. , 2013/20620 K. sayılı ilamı
“…fesih bildirimi yazılı yapılmasına rağmen fesih sebebi açık kesin olarak belirtmemiştir. Fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilememesi, yapılan fesih işlemini geçersiz kılar.”

2-Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 06.04.2015 tarihli ve 2015/6315E. 2015/13291 K. sayılı ilamı
“işçinin başvurusu üzerine işveren tarafından bir ay içinde işe başlatılmaz ise, işçiye ödenmek üzere en az 4, an çok 8 aylık ücreti tutarında tazminatın belirlenmesi gerekir.”

3-Yargıtay. HGK 01.10.2014 tarihli ve 2013/1158 E. 2014/743 K. sayılı ilamı
“İşe iade davasının sonucunda işverenin işçiyi tekrar işe başlatması şarta bağlı tutulmamalıdır. Şart içeren tekrar işe başlatma davetinin gerçek ve samimi bir işe başlatma daveti olduğundan söz edilemez.”

4-Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 28.1.2015 tarihli ve 2014/17085 E. 2015/792 K. sayılı ilamı
“4857 sayılı İş Kanunu’nun 21.maddesi uyarınca, mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakların ödenmesini de hüküm altına alınması gerekir. Bu süre üst sınır olup, aynı maddenin son fıkrası uyarınca sözleşme ile değiştirilemez, aksi hükümler geçersizdir. Boşta geçen süre için ücret ve diğer hakların ödenmesi, feshin geçersizliğine bağlı ikincil bir sonuçtur. Talep olmasa da mahkemece dikkate alınması gerekir. Ayrıca feshin geçersizliği istemi tespit niteliğinde olduğundan, boşta geçen süre için ücret ve diğer hakların miktar belirtilmeksizin, hüküm altına alınması ve ödenmesi gerektiğinin tespiti ile yetinilmesi gerekir.”

5-Yargıtay HGK 15.7.2009 tarihli ve 2009/9-345 E. 2009/392 K. sayılı ilamı
“Davacı işçinin işe iade başvurusunda bulunmamış olması sebebiyle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21/5. maddesi uyarınca işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Böyle olunca işe iade davasında tespit edilen işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretine hak kazanılması söz konusu olmaz. Yine, sözkonusu fesih geçerli hale gelmekle, 4 aylık sürenin ilavesine ve ücret artışına bağlı olarak ihbar ve kıdem tazminatı talep edilmesi de mümkün değildir.”

6-Yargıtay HGK 23.12.2009 tarihli ve 2009/9-526 E. 009/583 K. sayılı ilamı
” Kesinleşen işe iade kararı üzerine işçinin işe başlatılmış olması halinde iş ilişkisi feshedilmemiş gibi değerlendirileceğinden daha önce ödenen ihbar tazminatı konusuz kalmış olur ve işçinin bir alacağından mahsubu gerekir. Başlatılmaması halinde de önceki fesih ortadan kalkmakta ve işçinin işe başlatılmadığı tarih fesih tarihi olarak değerlendirilmektedir. Mahsup veya iade yükümü de feshin geçersiz sayılmasına bağlı olarak ortadan kalkmasının bir sonucudur. Somut olayda işe iade davası sonunda feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadeye karar verilmiş ve işçi yasal süresi içinde başvurmuş olmakla gerçekleşen fesih tüm sonuçlarıyla ortadan kalkmıştır. Davacının iş sözleşmesi işe iade davası sonunda başvurusu üzerine işverence işe başlatılmamak suretiyle feshedilmiş olup anılan tarihe göre davacı işçiye ihbar tazminatı ödenmelidir. Geçersiz sayılan fesih öncesinde ihbar öneli kullandırılmış olması sebebiyle ihbar tazminatı isteğinin reddi isabetsizdir.”

7-Yargıtay HGK 17.6.2009 tarihli ve 2009/9-232 E. 2009/278 K. Sayılı ilamı
“Uyuşmazlık, işe iade kararının kesinleşmesinden itibaren 10 günlük yasal süredeki başvurunun şahsen yapılmasının zorunlu olup olmadığı, dolayısıyla somut olayda, vekil vasıtası ile başvuruda bulunulduğundan 10 günlük süre içinde işverene başvurma koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. Somut olayda, kesinleşen işe iade kararı, davacının vermiş olduğu vekaletname gereği işe iade davasını takip eden avukata tarihinde tebliğ edilmiştir. Aynı vekil, işverene hitaben gönderdiği telgrafta, davacı işçinin 10 günlük yasal süre içerisinde işe başlatılmasını talep etmiştir. Telgrafın davalı işverene ulaştığı uyuşmazlık konusu değildir. O halde, vekil tarafından yapılan başvurunun, kesinleşen işe iade kararının yerine getirilmesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. İş hukukunun temel ilkesi olan işçi lehine yorum ilkesi de bunu gerektirmektedir.”

Bir Yanıt

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir